Merhaba. Bugün 9 Ocak 2020. Yarın, Ankara’daki (ve Türkiye’deki) son günüm.

Tabi olaylar hızlı geliştiği için tanıdığım her insana eşit detayda anlatma şansım olmadı, hatta hiç haberi olmayan arkadaşlarım olduğunu fark ettim. O yüzden bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm.

Her şey, 18 Ekim 2019’da LinkedIn’ime düşen şu mesajla başladı.

Daha önce bu tip çok mesaj almış olduğum, bunların hemen hepsiyle görüşmüş olduğum, ve bir şekilde olumsuz sonuçlanmış olduğu için, bu mesaj beni özellikle heyecanlandıran bir şey olmadı. “Ha, evet, iş tanımı güzel, teşekkürler, tabi olur, görüşelim” dışında bir şey yazmadım buna da. Ama her şey bu noktadan sonra oldukça hızlı ilerledi.

Öyle hızlı ilerledi ki, şu an pasaportumda çalışma vizesi, elimde 11.01.2020, Saat 08:05’e Ankara’dan Eindhoven’a tek yön bir gidiş bileti var.

NP: One Way Ticket.mp3

Brainbox adlı bir firma üzerinden ASML ile önce ön görüşme, sonra teknik mülakat, ardından da Group Leader ile görüştüm. On-Site görüşmeye gitmedim, direkt kabul edildiniz dediler. Haberi ilk duyduğumda bana ifade ettiği şeyler çok karmaşıktı. Zaten uzunca bi süre inanmadım, la get, kesin bi bit yeniği var falan dedim. Sonra garip bir şekilde olaylar ciddileşmeye başladı. Karşıma kontrat geldi, vizeye başvuru yapıldı, Hollanda hükümetinin resmi evraklarına imza atarken buldum kendimi. Ev buldum, depozito ödedim falan. Hayatımda ilk defa her sabah kalkıp Euro kaç TL olmuş diye baktım. Bunlar olmaya başladıkça “Shit Just Got Serious” demeye başladım. Ve sonra sorgulama evresi: “Gerçekten gidiyor muyuz? Gitmeli miyiz? Bizi neler bekliyor?” soruları kafamda dönüp durdu. Ama kararlılığımda en ufak bir değişme olmadı. Çünkü her ne kadar bu, altında milyonlarca değişken olan karmaşık bir denklem olsa da, özünde gitmenin doğru bir karar olduğunu bildiğimiz için ürksek de, korksak da kararımızdan dönmedik.

Zira bu düşünce birkaç senedir kafamızda vardı. Özellikle de Ekin doğduktan sonra daha ciddi düşünmeye başlamıştık. En azından bunu denememiz gerektiğine. Neden böyle bir karar aldığımız, bu kararın doğru mu yanlış mı olduğu gibi şeyler çok uzun, derin ve subjektif muhabbetler, burada uzun uzadıya bunlara girmeyeceğim. Bir de bizden önce zaten çok fazla giden arkadaşımız, benim de bizzat çok yakın arkadaşlarım olduğu için hem Eindhoven ile ilgili genel memnuniyet düzeyinden haberdarım, hem oradan bana düzenli olarak bilgi akıyor, hem de aktif olarak işlerimde beni assist eden insanlar vardı. Böylece gidiş sürecim daha kolay ve sürtünmesiz gerçekleşti.

Netice itibariyle 31 Aralık 2019 tarihinde SDT’den ayrıldım. Bu önemli bir andı benim için. Çünkü SDT çalışmaktan keyif aldığım bir yerdi. Arkadaşlarımı geride bırakmak beni üzse de, burada çok eğlenceli anlar, bir işyerinden çok güzel ve sıcak bir aile ortamı elde etmiş olsam da, daha büyük bir vizyonu gerçeklemek için feda etmek durumunda kaldım. Ayrıca 2010’dan beri ilk defa önümde 10 günlük bir işsizlik evresi duruyordu. Çünkü ben iş hayatına başladığımdan beri iki iş arası 1 gün bile tatil yapmadan çalışmaya başladım.

Tabi bu 10 günün çoğu geri kalan işlere koşturmakla geçse de, haftaiçi işe gitmemek çok tuhaf geldi. Tuhaf şekilde güzel. Meğerse biz sabah kalkıp işe gittikten sonra şehirde hayat devam ediyormuş, görmeye alışkın olmadığım bir yüzünü gördüm hayatın. Benim için haftaiçi = işe gitmek olmuş artık gördüm ki.

Şimdi orada Philips Bedrijfsschool binasında short stay tuttum. Bu short stay, 5 ay kalıp boşaltman gereken, expat sirkülasyonunun kalıcı ev bulmasını kolaylaştırma amaçlı bir konsept.

Philips Bedrijfsschool (Eski Philips Business School binasıni renove ederek tüm daireleri short-stay kiralanabilen bir apartmana çevirmişler)

Ben oraya gittikten bir ay kadar sonra da Özge ve Ekin de yanıma gelecekler. Bu nedenle family-friendly bir daire tuttum. Özge de geldikten sonra kendimize kalıcı ev bakıp oraya taşınacağız. Ankara’daki evi de boşaltarak eşyaları elden çıkarıyoruz. Biraz gidenlerle konuşup, nakliye fiyatlarını araştırınca, oraya çok fazla mobilya taşımamaya karar verdik. Orada tutacağımız eve uygun olan yenilerini almak daha mantıklı geldi.

Geçici olarak kalacağımız daire (temsili)

Şu an için her şey ayarlandı, bitti, halloldu ve bavulumu hazırlıyorum. İnsanlar heyecanlı mısın, gergin misin diye soruyorlar. Ne evet, ne hayır. Bu olay evet büyük bir olay, yaşadığın yerden kopup gitmek küçük bir olay değil. Ama benden önce kaç kişinin bunu yaptığına baktığımda o kadar da büyütülecek bir şey olmadığını görüyorum. Bir de yeniliğe, değişik ortamlara adapte olmayı severim. Omurgadan yaşamayı bırakıp beynini kullanmaya teşvik eder insanı. Tembelleşmesini engeller. Şu an için ilk etapta sadece Özge ve Ekin’den bir ay kadar ayrı kalacak olmanın hüznü var. Ama bu da geçici bir durum olduğu için biraz sabretmenin yeterli olacağı bir durum. Onun dışında onlar da geldikten sonra birlikte bu işin altından çok daha kolay ve daha güçlü şekilde kalkabileceğimizi biliyorum.

Ekin’e bu durumu geçen gün anlattık ve şaşırtıcı biçimde çok olgun karşıladı. “Biz şimdi Ankara’dayız di mi, ama birlikte Hollanda’ya mı gidicez? Orada inek var mı? İnekleri, koyunları görmeye gidebilir miyiz?” falan dedi. Sonra odasında “Hool Hool Hollandaaa” diye şarkı söylerken yakaladım. Çocukların yeni şeylere adaptasyon yeteneği çok enteresan.

Ama söylemişlerdi. Biz işte, “ah çocuk oraya nasıl alışır, vah dili nasıl öğrenir” dediğimizde, “onlar sizden 10 kat daha hızlı adapte oluyorlar, siz kendi derdinize yanın” demişlerdi. Çocuk daha şimdiden bizden daha hızlı alıştı bile fikre.

Çocuklar orada eğitim sistemine 4 yaşında katılıyor. Ekin için henüz daha 1 sene var. Özge de en azından bu 1 sene içinde iş aramayacak muhtemelen. Daha sonra neler olacak duruma göre bakıp göreceğiz.

Gitmeden görüşebildiklerimle zaten görüştüm. Zaman ve enerji kıtlığı nedeniyle görüşemediğim herkese esenlikler diliyorum. Yolunuz oralara düşecek olursa her zaman bekleriz.

So long… And thanks for all the Aspava.


DT

Random word generator.

2 yorum

Özay · 10/01/2020 06:52 tarihinde

Güzel günler geçirmen dileğiyle. Gitmeden görüşemedik ama zaten fırsat olmadı. Gelişmelerden haberdar et bizide.

Eren GÖNCÜOĞLU · 10/01/2020 08:26 tarihinde

Yazım dilin yaşatır gibi, yaşadığın duyguları 🙂 Hayırlar olsun, yolunuzda, hayatınızda 🙂

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir